Dış kulak yolu iltihabı; Dış kulak iltihabı diğer adı ile eksternal otit, dış kulak yolunu saran mukozanın hatta kimi zaman kulak zarının da iltihaplanmasıdır. Dış kulak iltihabı nedenleri ve tedavisi arasında en sık görülen neden mantar ve bakteriyel enfeksiyonlardır. Dış kulak yolunun mukozası ılık ve nemli bir yapıya sahiptir. Bu sebep ile ortamın nemli ve sıcak oluşu bakteri ve mantar üremesi için oldukça uygun koşullar sağlamaktadır. Akut ya da kronik şekilde seyir gösteren bu rahatsızlık şiddetli kulak ağrılarına sebep olmaktadır. Havuz, deniz, kirli sular ya da kulak kiri birikimi ile de alakalı olarak oluşabilen bir hastalıktır. Dış kulak iltihabı hem kulağın çok sık temizlenmesinden hem de hiç temizlenmemesinden kaynaklı da oluşabilir.
En yaygın belirtileri ise; kulak içi kaşıntı, kulakta şiddetli ve zonklayıcı ağrı, kulak ağrısının boyun ya da göze yayılması, kulakta tıkanıklık, kulağa dokunma ile hissedilen acı, ağrı, çiğneme hareketi ile hissedilen ağrı, kulak ya da kulak yolunda şişlik, kulaktan renkli ve kötü kokulu akıntı gelmesi (sarı-yeşil renkli, kötü kokulu akıntı) ve enfeksiyon kaynaklı ateştir
Dış kulak iltihabı olan bireylerin uzman bir doktora muayene olarak bu rahatsızlığın ne durumda olduğunu ve nasıl tedavisi edilmesi gerektiğini öğrenmeleri gerekir. Bireyler herhangi bir kulak damlası alarak bu durumu kendi kendilerine tedavi etmeye çalışmamalıdır. Uzman bir doktorun muayenesi sonrası tedaviye kulak yolu temizlenerek başlanır. Çünkü dış kulak yolundaki iltihabın temizlenmeden ilaç uygulanması, ilacın etkisini göstermesine engel olmaktadır. Akıntı ya da iltihap var ise dikkatlice temizlenir. Daha sonra bireyin hastalığının seyrine bakılarak ilaç ya da kulak damlası verilebilmektedir. Tedavide en önemli faktör ise erken tanıdır. Dış kulak iltihabı ne kadar erken fark edilir ise o kadar kolay ve ağrısız bir şekilde kişinin iyileşmesi de mümkündür. 5-10 gün içinde hastalarda iyileşme görülmektedir.
Dış kulak iltihabı tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Dış kulak iltihabı nedenleri ve tedavisi konusunda bu önemli noktalar hastanın iyileşmesinde oldukça yardımcı olmaktadır. Doktorun verdiği ilaçların yanı sıra dış kulak yolunun en hassas olduğu bu dönemde yapılması ve yapılmaması gereken bazı durumlar vardır. Hastalar ilaç uygulandığı dönemde kulak yolunu her zaman kuru tutmalıdır. Asla kulağı ve kulak yolunu ıslatmamalıdır. Bir süre denize, havuza girmemelidir. Bu konu ile ilgili doktora danışılmalıdır. Doktorun verdiği ilaçlar ve kulak damlası dışında herhangi bir ilaç ve kulak damlası kullanılmamalıdır. İlaçlar doktorun söylediği şekilde ve zamanında kullanılmalıdır. Doktor kulak damlası vermiş ise doktorun söylediği şekilde kulak damlası damlatılmalıdır. Kulak damlası öncelikle avuç içinde ya da oda sıcaklığında bekletilerek ısıtılmalıdır. Damla damlatmadan önce kulaktan akıntı geldi ise dikkatli bir şekilde akıntı temizlenmeli ve kulak damlası temizlik sonrası damlatılmalıdır. Kulağın kaşınması ve ovulması iltihabın daha da şiddetlenmesine sebep olabilmektedir. Bu noktalara dikkat edildiğinde bireylerin iyileşme süreci en kısa sürede tamamlanır.
Dış kulak iltihabını sık sık yaşayan bireyler ise deniz ya da havuzda yüzerken kulağa su kaçmasını önleme amaçlı kulak tıkacı ve silikon havuz boneleri kullanabilir. Su kaçması durumunda ise bir havlu yardımı ile dikkatlice kulağın kurulanması sağlanmalıdır.
Orta kulak iltihabı (Otitis Media); Orta kulak enfeksiyonları kulak zarının arkasında yer alan orta kulak boşluğunda oluşan iltihaplardır. Orta kulak iltihaplarında etken genellikle virüsler ya da bakterilerdir. Orta kulak iltihapları sıklıkla yakın zamanda geçirilmiş bir soğuk algınlığı veya alerjik bir problem nedeni ile orta kulak havalanmasını sağlayan östaki kanalı fonksiyonunun bozulmasını takiben meydana gelir. Tek ya da her iki kulak aynı anda etkilenebilir. Küçük çocuklarda orta kulak anatomik gelişimini tam olarak tamamlamamış olduğundan östaki kanalı fonksiyonlarındaki ve anatomisindeki farklılıkların etkisi ile kulak enfeksiyonu daha sık görülür.
Özellikleri;
- Beş yaşının altındaki çocuklarda,
- Erkeklerde
- Biberonla beslenen bebeklerde,
- Yuvaya giden çocuklarda,
- İyi havalanmayan kalabalık ortamlarda bulunan ve sigara dumanına maruz kalan çocuklarda orta kulak enfeksiyonları daha sık görülür.
Orta kulak enfeksiyonları daha az sıklıkta olmakla birlikte, ergenlik çağında ve erişkinlerde de görülmektedir. Çocuklarda en sık görünen orta kulak iltihapları seröz / efüzyonlu otitis media ve akut otitis mediadır.
Seröz Orta Kulak İltihabı (Seröz Otitis Media)
Normal olarak her yutkunmada kısa bir süre açılarak orta kulak basıncını ayarlayan östaki borusu fonksiyonlarının viral, bakteriyel enfeksiyonlar ya da alerjik reaksiyonlar gibi nedenlerle bozulması en önemli sebeptir. Sonuçta orta kulak havalanamaz ve kulak salgılarının birikmesi ve havanın mukozadan emilmesi ile oluşan negatif basınçla dokulardan sıvı çekilmesi sonucu orta kulak sıvı ile dolar (seröz otit). Uzun süren negatif basınca bağlı olarak mukoza salgısının koyulaşması sonucunda ise daha kronik bir tablo olan sekretuar otitis media oluşur.
Kulak zarı bu sıvı yüzünden gerektiği gibi titreyerek ses dalgalarını iletemez ve çocukta işitme kaybı oluşur. Bu hafif işitme kaybı çocuğun davranışlarında çeşitli değişmelere yol açar: Bu problemin kronikleşmesi ise çocuğun zihinsel gelişiminde ve konuşmaya başlamasında gecikmeye yol açabilir. İşitme kaybı olan çocukta gözlemlenen başlıca bulgular şunlardır;
- Televizyonun sesini çok açar ya da televizyonun çok yakınına oturur.
- Söylenenlere, tam işitemediği için hemen cevap vermez veya hiç aldırış etmez.
- Okulda öğretmenin söylediklerine ilgisi azalır, derslerinde başarısızlık başlar.
- Okuldaki tembel çocuklarda orta kulak sıvısı ve işitme kaybı mutlaka araştırılmalıdır
- Özellikle “s” “z” gibi sessiz harflerin iyi duyulmamasına bağlı olarak konuşma bozuklukları meydana gelebilir.
Seröz Otitin Sebepleri
- Geniz etinin büyüyerek genizi doldurması (adenoid hipertrofisi)
- Burun ve sinüs enfeksiyonları
- Akut orta kulak iltihapları
- Alerji, bağışıklık sistemi yetmezliği
- Daha nadir olarak östaki kanalı fonksiyonunu etkileyen tümörlerdir.
Kula zarı matlaşmış, kalınlaşmış ve üzerinde damarlanma artmıştır. Problemin süresine bağlı olarak zarda çekilmeler, orta kulak yapılarına doğru yapışmalar, koyu renk değişiklikleri olabilir. Hastalık sıklıkla iki kulağı birden etkiler. Tek taraflı seröz otitlerde ise işitme kaybı fark edilemeyebilir ancak bu hastalarda denge merkezinin etkilenmesine bağlı olarak dengesizlik, sportif aktivitelerde zorlanma, yürümede zorlanma gibi bulgular görülebilir. Tanıya yardımcı test olarak orta kulak basıncı ölçümü, işitme reflekslerinin ölçümü ve uyum sağlayabilen çocuklarda işitme testleri yapılır. İşitme kaybı iletim tipidir. Nadiren orta kulaktaki mikroorganizmaların salgıladıkları maddelere bağlı sinir tipi kayıp gelişebilir.
Tedavisinde başlangıçta antibiyotik tedavisi uygulanır. Beraberinde mukoza şişliğini azaltan, mukus kıvamını incelten ilaçlar kullanılabilir. Alerji tanısı olan hastalarda anti alerjik tedavi eklenmelidir. Sakız çiğnemek ve balon şişirmek gibi aktiviteler östaki kanalının fonksiyonuna yardımcı olabilir.
Özellikle seröz otit ile beraber sık tekrarlayan akut otit atakları olan ve kreşe gitmekte olan çocukların belli bir süre bu ortama gönderilmemesi uygun olabilir. Biberonla beslenen çocuklarda beslenmenin yarı oturur pozisyonda yapılması tavsiye edilmelidir.
Hastalığın sonbahar, kış dönemlerinde artan viral enfeksiyonlara paralel olarak sık görülmesi göz önüne alınarak tedavi planlamasında değişiklikler yapılabilir. Yaz dönemi öncesinde tıbbi tedaviden başarı şansı artarken kış döneminde bu oran azalmaktadır.
Altı sekiz haftada uygulanan tedavilerin başarılı olmaması aynı zamanda 20-25 dB üzerinde işitme kaybı olması durumunda cerrahi tedavi tercih edilir. Kulak zarında incelme, çökme, cepleşme var ise, sinir tipi kayıp oluşmuşsa ya da denge bozukluğu başlamışsa doğrudan cerrahi tedavi seçilebilir.
Cerrahi tedavide kulak zarına havalandırma tüpü takılır, takiben işitme kaybı hemen iyileşir. Ek olarak geniz eti ve lüzumu varsa bademcikler alınabilir. Havalandırma tüpü, çocuklara genel anestezi altında uygulanır, kulak zarında genellikle 6-12 ay kalır ve sonra kendiliğinden düşer ya da doktor tarafından alınır. Bu tedavilerle hastaların büyük bölümü tam olarak iyileşir. Nadiren tekrarlayan tüp uygulamaları ya da kalıcı tüp tatbiki gerekebilmektedir. Özellikle tekrarlayan seröz otit şikâyeti olan çocuklarda alerji, immün sistem fonksiyonları değerlendirilmelidir.
Kulak zarına tüp takılmış çocukların suyun temiz olduğu bölgelerde bir metreden fazla dalış yapmadıkları sürece denize girmelerinde genellikle sakınca yoktur, ancak özellikle yüzme havuzlarında ve sabunlu su ile duş ya da banyo yaparken vazelinli pamuk ya da uygun bir kulak tıkacı ile dış kulak yolu kapatılarak suyun tüpten orta kulağa girmesi önlenmelidir.
Akut Orta Kulak İltihabı
Akut orta kulak iltihapları genellikle bir bakteri veya bir virüs tarafından oluşturulur. Çocuklarda kısa olan östaki kanalı yoluyla bu ajanlar kolaylıkla boğazdan orta kulağa taşınırlar. Orta kulağa bir kez ulaşan mikroplar burada yerleşir ve ürer bu ise hem orta kulağı döşeyen hem de yakın ilişkide olan östaki kanalının içinde uzanan mukozanın şişmesine yol açar. Bloke olan tüp nedeniyle orta kulak havalanamaz, mevcut havanın emilmesi ile basınç düşer ve kulak zarı içe doğru çekilir. Esnekliğini kaybeden zarın ses iletimi düşer. Diğer taraftan içeride bulunan ya da negatif basınç etkisi ile genizden çekilen mikroorganizmaların neden oldukları iltihaplı sıvı orta kulakta birikerek zarı dışa doğru iter.
Muayenede erken dönemde kulak zarı kırmızı, ödemli veya balon gibi şişmiştir. Orta kulak iltihap doludur. Zar iltihap etkisi ile bir noktadan incelip delinince orta kulaktaki sıvı dışarı akarak kulak akıntısını oluşturur. Bu dönemde ateş ve ağrı şikâyeti nispeten azalır. Uygun tedavinin yapılmaması hastalığın ilerleyerek komplikasyonların görülmesi ile sonuçlanabilir.
Akut Orta Kulak İltihabının Sebepleri
- Östaki borusu fonksiyonunun bozulması
- Orta kulakta bakterilerin çoğalması
- Burun ve sinüslerin hastalıkları
- Diğer üst solunum yolu hastalıkları
- Alerji
- Bağışıklık sistemindeki yetmezlik
Orta kulakta hızla başlayıp ilerleyen bir iltihap olayıdır. Kulak ağrısı, ateş, kusma, iştahsızlık, kulak tıkanması, akıntısı veya işitme kaybı, bebeklerde kulaklarını çekiştirme gibi şikayetler görüldüğünde derhal bir kulak burun boğaz uzmanına gitmeniz önerilir. Böyle bir durumda enfeksiyon tanısı konularak tedaviye mümkün olduğunca erken başlamak önemlidir. Eğer çocuğunuzun kulağında bir sorun olduğu düşünülüyorsa her iki kulak zarı da muayene edilmeli gerekli testler yapılmalıdır. Tedavi ile ilgili yaklaşım muayene ve testlerin sonuçları ve çocuğunuzun genel sağlık durumuna göre planlanır.
Bademcikleri büyük olan çocuklarda genellikle östaki kanalının boğaza açılan ağzının hemen etrafına yerleşen geniz eti de büyüktür ve östaki kanalının fonksiyonunu yapmasını olumsuz etkiler. Bazı durumlarda ise havadan gelen mikropların burada tutulması ve östaki kanalı aracılığıyla orta kulağa iletilmesi mümkündür. Geniz etinin kulak iltihaplarında çok önemli yeri vardır. Bir orta kulak probleminden şüphelenildiğinde kulak zarlarının, burun, boğaz ve geniz etinin muayene edilmesi gerekir. Geniz eti muayenesi özellikle sık enfeksiyon geçiren ve kronik burun tıkanıklığı, ağız açık uyuma ya da horlama şikayeti olan çocuklarda önemlidir.
Çoğu çocuk ilk iki yaşında en az bir defa orta kulak enfeksiyonu geçirir. Enfeksiyonun sıklığı ve enfeksiyonların aktif olduğu süre tedavinin belirlenmesinde rol oynar. Akut otit tedavisinde en az 10 gün antibiyotik kullanılmalıdır. Günümüzdeki ilaçlarla antibiyotik öncesi yıllarda iltihabın orta kulaktan komşu organlara yayılması sonucu oluşan yüz felci, işitme kayıpları, kafa içi enfeksiyonlar, menenjit ve beyin apseleri gibi çok ciddi sonuçlar nadiren izlenmektedir
Tedavide uygun bir antibiyotik ile birlikte ateş düşürücü, ağrı kesici, mukoza şişliğini azaltıcı ilaçlar kullanılır. İyileşme süreci takip edilmelidir. Pek çok çocukta ilaçla tedavi ve risk faktörlerinin ortadan kaldırılması tedavi için yeterlidir. Antibiyotik tedavisi ile şikâyetler ilk 24-48 saatte önemli ölçüde azalmalıdır. Orta kulaktaki sıvının boşalarak işitmenin tam olarak düzelmesi çoğu kez 8-12 günde gerçekleşirse de bazen altı haftaya kadar uzayabilir.
Cerrahi Tedavi
Eğer orta kulaktaki sıvı ardışık tedavilere rağmen kaybolmuyor ve beraberinde işitme kaybına ve/veya kulak zarında çökmeye neden oluyorsa cerrahi yöntemlere başvurmak gereklidir. Sık tekrarlayan akut orta kulak iltihaplarında ve geçmeyen orta kulak sıvılarında en sık uygulanan cerrahi yöntem kulak zarlarına havalanma tüpü takılmasıdır. Tüpler çocuğunuzun kulağında 6-12 ay kadar kalabilir. Tüplerin kalış süresi çocuğunuzun büyüme süresi ile ilgilidir. Bir büyüme atağını takiben tüpler kendiliğinden düşebilir. Aksi takdirde tüplerin en az 6 ay kalmaları ve düşmemişlerse tercihen yaz dönemi öncesinde alınmaları uygun olur. Tüplerin yerlerinde oluşan delik genellikle 2-3 haftada kendiliğinden kapanır. Eğer tüpler düştükten sonra kulak problemleri yenilenirse tekrar tüp uygulanması gerekebilir. Tüp uygulaması sırasında geniz etinin (adenoid) değerlendirilmesi ve hikâyesinde sık tekrarlayan bademcik iltihabı ya da muayenesinde aşırı büyük bademcikleri olan çocuklarda bademciklerin de alınması gerekebilir.
Kronik Kulak İltihabı; Kronik orta kulak iltihaplarının çok farklı tipleri mevcuttur. Pratikte en sık karşılaşılan iki tablo bulunmaktadır. Birincisi kulak zarında, akut orta kulak iltihapları, travmalar ya da kulak ameliyatlarına bağlı olarak oluşan ve kendiliğinden ya da basit müdahalelerle kapanmayan delikler en sık karşılaşılan kronik orta kulak hastalıklarıdır. Bu delikten orta kulağa su kaçması veya sinüslerden, burundan, genizden östaki kanalı yoluyla orta kulağa gelen enfeksiyonlara bağlı olarak kulakta ara ara iltihaplı akıntılar oluşabilmekte ve tekrarlayan enfeksiyonlara bağlı olarak işitme zaman içinde giderek kötüleşebilmektedir. Bu grup klinikte daha sık karşılaşılan ve tedavisi nispeten daha kolay, fonksiyonel sonuçları da daha başarılı olan kronik orta kulak problemleridir.
İkinci önemli kronik orta kulak hastalığı ise genellikle östaki kanalının çocukluktan itibaren fonksiyonunun bozuk olmasına bağlı olarak izlenir. Hastalık orta kulakta havalanma bozukluğuna bağlı oluşan negatif basınç sonucunda kulak zarının orta kulağa doğru çekilerek çökmesi ile başlar. Zardaki çökme ve keseleşmeyi takiben dış kulak yolu cildinin orta kulağa ve zamanla arka komşuluktaki mastoid kemik içine doğru ilerlemesi burada kolesteatoma adı verilen iltihaplı kitlenin oluşturmasına neden olur. Kulak içlerine ilerleyen kulak kanalı derisinden dökülen hücreleri ve bu ortamda çoğalan bakterileri içeren kolesteatoma kitlesi çevre kemiklerde bası ve iltihap etkisi ile erime yapmakta bu şekilde komşu organlara doğru yayılarak ciddi komplikasyonlara neden olabilmektedir.
Genellikle uzun zamandır olan ve kötüleşen işitme kaybı ve ara ara artan kötü kokulu kulak akıntısı hikâyesi vardır. Hastalar aniden başlayan işitme kaybı, baş dönmesi, yüz felci gibi kulak kaynaklı ya da menenjit, beyin apsesi gibi iltihabın kafa içine yayılması ile oluşan ciddi komplikasyonlarla hastaneye başvurabilmektedirler.
Kolesteatomalı kronik orta kulak iltihaplarının cerrahi tedavisinde amaç öncelikle iltihabı önlemektir. Bu hastalarda işitme fonksiyonunda elde edilen sonuçlar genellikle ilk gurup kadar yüz güldürücü olmamaktadır.